Gayrimenkulde ‘back-to-basics’i daha basit, daha ulaşılabilir ve daha yönetilebilir olmasına rağmen yaşam tarzının pratik gerçeklerine uygun, konforlu bir yaşam modeli olarak tanımlayan Ayla Heyfegil, şunları söyledi:
“Bu trend konutta olduğu kadar ofis ve otel tercihlerinde de ortaya çıkıyor. Bunun en büyük nedeni çalışma modellerinin değişmesi… Çünkü iş dışı yaşama verdiğimiz önem arttı ve giderek bu daha da artacak. Bunun en büyük nedeni de teknolojideki gelişmeler. Dijitalleşme ve mobil hayatın getirdiği kolaylıklar nedeniyle işlerimiz artık evimizden de yönetebileceğimiz bir hal aldı. Tabii bunu yapmak için yaşadığımız yeri basitleştirmek ve sakinleştirmek gerekiyor. Bu nedenle daha pratik, kolay ulaşılabilir, kalite anlayışını gerçek yaşamsal rahat, güven ve ihtiyaçlara odaklayan projelere ilgi arttı.”
İnsanların artık pratik ihtiyacın dışına taşan büyüklükler yerine bu ihtiyaçlar çerçevesinde sadece yeterli konforu veren alanlarda yaşamayı tercih ettiğini ifade eden Ayla Heyfegil, bunun en büyük nedeninin de ‘hayatı basitleştirme isteği’ olduğunu söyledi. Ayla Heyfegil, 10-15 yıl önce proje geliştirirken hem ofis hem de konutlar için daha geniş alanlar yaratmayı hedeflediklerini vurguladı. Ayla Heyfegil, “Eskiden villa projeleri 300 metrekareden başlıyordu. Şu anda ise 150 metrekarelerdeki talepte büyüme görüyoruz. Ev arayanlar, büyük evde kaybolma duygusu yaşamamak için daha içe dönük ve kendi başlarına yönetebilecekleri daire ve müstakil yaşamları tercih ediyorlar. Böylece satın alma ya da kiralama maliyetini düşürürken, giderlerini de önemli oranda azaltmış oluyorlar. Ofisler ve oteller için de daha optimum boyutlu projeler öne çıkıyor” dedi.
Gayrimenkul satın alma trendinin değiştiğini anlatan Ayla Heyfegil, yatırım amaçlı satın almaların devam edeceğini, ancak gayrimenkul üretiminde yatırım için alacakların değil, yaşamak için konut ya da ofis alacakların hedeflenmesinin doğru olduğunu söyledi.
Müşterilerin satın alacağı gayrimenkulü ve ortamını önce deneyimlemek istediğini ifade eden Heyfegil, bu nedenle konutta ‘önce kirala, sonra al’ kampanyalarının önümüzdeki dönemde daha fazla görüleceğini anlattı. Gayrimenkul yatırımlarında alternatiflerin arttığına da dikkat çeken Ayla Heyfegil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de çok yeni olmasına rağmen yatırımcılar artık gayrimenkulü direkt satın almak yerine, gayrimenkul yatırım fonları aracılığıyla belki de mevcut paralarının yetmeyeceği gayrimenkullere ortak olabiliyorlar. Gayrimenkul yatırım fonlarının sayısı ve bilinirliği arttıkça bu konuda ciddi bir eğilim olacağını düşünüyorum.”
Yeni geliştirilen gayrimenkul projelerinde hedef kitlenin trendlere göre yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Ayla Heyfegil, özellikle son beş yılda üretilen projelerin alıcı segmentine bakılmaksızın ağırlıkla lüks algısına hitap ettiğini söyledi. Önümüzdeki dönemde erişilebilir projelerin artması gerektiğine dikkat çeken Heyfegil, “Bu hedef kitle, yaşamak için ev almak istiyor. Bu nedenle satın alma gücüne uygun, konforlu, kolay ulaşılabilen projeleri tercih ediyor. Servotel olarak söz konusu hedef kitlenin ihtiyaçlarını belirlemek için araştırma sonuçlarını dinamik olarak analiz ediyoruz, yorumluyoruz ve ne istediklerini çok iyi biliyoruz. Önümüzdeki dönemde üst segmentte yer alan projelerimizin yanı sıra söz konusu hedef kitlenin yaşam modeline göre gayrimenkuller geliştireceğiz” diye konuştu.
Servotel’in 30 yılı aşkın süredir gayrimenkul ve turizm alanında danışmanlık verdiklerini ifade eden Ayla Heyfegil, Türkiye’nin lider projelerinde imzalarının olduğunu söyledi. Dünyanın 43 ülkesinde çalıştıklarını hatırlatan Heyfegil, son dönemde birçok ülkedeki otel ve karma projelere ilaveten sadece konut sektöründe de Türkiye’nin yanı sıra ABD, İngiltere, Montenegro, Kıbrıs ve Gürcistan`da proje geliştirme danışmanlığı verdiklerini anlattı.
kaynak: emlakhaberi.com